12 Haziran’daki seçimlere hazırlanan Hak ve EÅŸitlik Partisi (HEPAR) ekonomi program ve hedeflerini açıkladı. Programla ilgili açıklama yapan HEPAR Genel BaÅŸkanı Osman PamukoÄŸlu, yalanı, talanı, yolsuzluÄŸu, rüÅŸveti görüp de önlemek için elini uzatmayan insanların bunları yapanlar kadar suçlu olduklarını belirterek, “Panayır hokkabazlarından farksız siyasetçileri izleyip de, dilsiz ve ölü kayalar gibi bekleyenlerin, çocuklarının da ülkelerinin de geleceÄŸine vereceÄŸi hiçbir ÅŸey yoktur” dedi.
Adaletsiz bölüÅŸüm
Partinin programında, Türkiye’deki ekonomik durumun “Ä°stihdamsız büyüme” ve “adaletsiz bölüÅŸüm” den kaynaklandığı belirtilerek, halkın kemer sıkmanın sonu gelmediÄŸi için her geçen gün daha da yoksullaÅŸtığına dikkat çekildi. Dünya üzerinde yoksul 60 ülke içinde 44’üncü sırada olduÄŸumuzun yer aldığı programda, “Ülkenin yüzde 28’i ise tam yoksuldur. Türkiye, borçlarına günlük ortalama 156 milyon dolar faiz ödemektedir. Bu, haftada 1.1 milyar, ayda 4,7 milyar faiz ödemesi demektir. Ülkemiz toplam vergisinin üçte birini, bütçe gelirinin dörtte birini borç faizine aktarmaktadır. Türkiye, 193 ülke üzerinde yapılan araÅŸtırmalara göre, tarımda üretim verimliliÄŸi sıralamasında 123’üncü, 194 ülke üzerinde yapılan araÅŸtırmalara göre de, büyük ve küçük baÅŸ hayvan üretiminde 174’üncü sıradadır. Ülkemizde gıda üretiminin yüzde 60’ı yabancıların elindedir. Bunun adı, Gıda emperyalizmidir.” denildi. HEPAR’ın programında özelleÅŸtirmenin de silahsız iÅŸgale dönüÅŸtüÄŸünün altı çizildi.
Zenginlikler yağmalandı
Programda, “ÖzelleÅŸtirme basit bir mülkiyet devri deÄŸildir. Uluslar arası sermaye ve ÅŸirket egemenliÄŸi, topraklarımızda sınırlarını her geçen gün geniÅŸletmektedir. Tüm ihalelerin yabancılara açılması, Türk firmalarının idam fermanı olmuÅŸtur. ÖzelleÅŸtirme adı altında devletin fabrikaları (halkın serveti) yer altı ve yer üstü zengilikleri yaÄŸmalandı. Bu ekonomik soykırımdır. Ulusun serveti, gücünün bir parçasıdır. Düzen, rüÅŸvet, yolsuzluk, talan ve yaÄŸma düzenidir. Bunlar bir devletin yozlaÅŸmasının kanıtlarıdır. Yüksek yürütücü sınıf hem siyasette, hem de bürokraside konuÅŸlanmıştır.” (yeniçaÄŸ)
|