İNTERNET SANSÜRÜ VE PABUCUMUN DEMOKRATI YAZARLAR
Yurtsan ATAKAN/AKŞAM.
Anlaşılan o ki daha birkaç ay önce İnternet sansürüne karşı gösterilen tepki patlaması bir balondan ibaretmiş.
Geçtiğimiz günlerde BTK bir açıklama yaparak kendi taktıkları Güvenli İnternet adıyla, İnternet sansürünün 22 Ağustos'tan 22 Kasım'a ertelediklerini ve ilgili yönetmeliği de STK'lardan gelen görüşlerin hepsine uygun olarak değiştirdiklerini duyurdu.
Yeni yönetmelikte uygulamayı sansür olmaktan çıkartacak pek bir değişiklik yapılmamıştı oysa. Sansür çeşitlerinin sayısı azaltılmış ve sansürü yapacak kurumun kimlerden oluşacağı tanımlanarak sansür iyice kurumsallaştırılmıştı sadece.
Açıklamanın ardından medya ve köşe yazarlarına bakıyorum da, üzerine ölü toprağı serpilmiş süt dökmüş kedinin önündeki dut yemiş bülbülden bile sessizler.
Hani nerede o demokratım, liberalim diye kasım kasım kasılan sivil köşe generalleri? Nerede kaldı Emre Aköz'ün demokratlığı, Mehmet Barlas'ın liberalliği, Engin Ardıç'ın liberal-demokratlığı? İnternet'e resmen devlet sansürü getiriliyor, serbest pazarı ilgilendiren filtreleme ürünü devletleştiriliyor, sansürün altyapı maliyeti sansür istemeyenlerin üzerine yıkılıyor demokrat ve liberal geçinenler sus pus... Pabucumun liberalleri, pabucumun demokratları...
Medyadan ses çıkmadığı gibi koltuk sevdalısı STK'lardan da ses yok. İkisi dışında: Alternatif Bilişim Derneği ile İnternet Teknolojileri Derneği. Bu iki derneğin yönetmelikle ilgili açıkladıkları büyük çoğunluğuyla aynı fikirde olduğum görüşlerinin tam metnine alternatifbilisim.org ve inetd.org.tr adreslerinden ulaşabilirsiniz.
Buraya, daha önce de defalarca yazdığım görüşlerimle tamamen paralel birkaç paragrafı alıyorum:
- Uygulamayı 'Sansür' olarak niteleyen ve 15 Mayıs'ta bütün Türkiye'de protesto yürüyüşü yapan binlerce yurttaşın görüşleri her zamanki gibi göz ardı edilmiştir. Ana görevinin İnternet'in önünü açmak olması gereken BTK ve İnternet Kurulu'na, sansürü değil, İnternet'i savunmaları gerektiğini hatırlatıyor ve onları saydam, katılımcı ve bilimsel çalışmaya davet ediyoruz.
- 5651 nolu yasanın getirdiği BTK'nın katalog suçlar kapsamında değerlendirdiği webler için uyguladığı yargısız infazın mevcut anayasamıza bile aykırı bir hukuk faciası olduğu belirtiriz. Getirilen yeni yönetmelik bunu genişletecek ve muhtemelen bir 'İnternet Muzır Kurulu'nun ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
- Güvenli İnternet'i, İnternet'teki sakıncalı bulunan içeriklere erişimi engellemekle eşdeğer gören bir anlayış, İnternet'i kavrayamayan bir bakış açısının yansımasıdır.
- Bireylerin istemedikleri nesnelerin görünmesini engellemesi bir yurttaşlık hakkıdır. Ama devletin vatandaşlarının neyi görüp/göremeyeceği belirlemesi, beyaz ve kara liste hazırlaması, bunu bürokratik bir kadronun yapması, sansürdür. Demokratik hukuk devletinde kabul edilemez. Buna uygun mevzuatın olması, devlet filtresinin hukuk dışı olması gerçeğini değiştirmez.
- Özel sektör ücreti karşılığında filtre seçenekleri sürebilir. BTK'nın görevi bunu teşvik etmektir. Deli Dumrul felsefesiyle bu hizmetin ücretsiz verilmesini emretmesi, liberal ekonomi ilkelerine terstir. Devletin, yurttaşı eğitmesi, ona alternatif yazılımlar dağıtması anlamlıdır. Ama, kendi belirlediği tek tip listeleri dayatması demokratik ve hukuki değildir; hukukun evrensel ilkeleri ve ülkemizin imza attığı uluslararası anlaşmalara karşıdır.
- Yapılan bu değişiklik kesinlikle yeterli değildir. Devlet eliyle merkezi filtreleme uygulaması korunduğu için kabul edilemezdir. Kamuoyu 'Güvenli İnternet' tanımıyla yanıltılmaktadır. Filtreler aracılığı ile sansürlenen İnternet, 'Güvenli' olarak sunulmaktadır. 'Güvenli İnternet' tanımından vazgeçilmelidir. Herkes İnternet'i güvenli kullanmak ister, fakat devlet eliyle hazırlanacak filtrelerle güvenlik sağlanmaz. Bunun adı sansürdür.
- Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Temmuz 2011'de yayınlanan İnternet'te İfade özgürlüğü adlı kapsamlı raporunda Türkiye'ye de özel yer vermekte, hiçbir şekilde devlet eliyle filtreyi önermemektedir. Ailelerin bireysel seçişleriyle pazarda mevcut gönüllü filtre uygulamalarının kullanılmasını önermektedir -ki bu tür yazılımlar da halen Türkiye'de yazılım endüstrisinde mevcuttur.
|