Fazlı KÖKSAL

..Yine bu yıl ada sensiz..
…Göze mi geldim sen mi unuttun?
…Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin...

Gibi muhteÅŸem bestelerin ustası Osman Nihat AKIN (1905-1959) uzun yıllar PTT müfettiÅŸliÄŸi yapmıştır.

Osman Nihat Akın,  Bir gün bir PTT MüdürüÄŸüne teftiÅŸe gider..TeftiÅŸin baÅŸlangıcında yapılan kasa sayımında kasanın 25 TL noksan olduÄŸunu tespit eder. Osman Nihat Bey Müdüre, “Biz sayımda hata yapmış olabiliriz Malmüdürünü al gel de kasayı bir de o saysın." der. Müdür, olaÄŸan olmayan bu talebe ÅŸaşırır ama çaresiz PTT’nin yanındaki kaymakamlık binasında bulunan Malmüdürüne gider, çağırır. Malmüdürü gelir sayım yapılır ve para tamam çıkar. Osman Nihat Akın TeftiÅŸini tamamlar ayrılır.

 Aradan birkaç ay geçer. Osman Nihat Akın, Ä°stanbul’da MüfettiÅŸ odasında arkadaÅŸlarıyla birlikte  otururken, PTT Dağıtıcısı bir mektup getirir.  Mektubu gönderen teftiÅŸe gittiÄŸi ÅŸube müdürüdür. Mektubu hem okur, hem aÄŸlar. Merakla oradakiler sorunca anlatır.

Mektupta ÅŸöyle diyordur: …Beni malmüdürünü çağırmaya gönderdiÄŸinizde 25 lirayı siz cebinizden tamamladınız, haliyle kasa tamam çıktı. Evet, parayı ben almıştım. Hanımım çok hasta idi, ilaç ve doktor parası yapıp sonra iade edecektim. Siz aniden geldiÄŸiniz için  yerine koyamadım. Sizin ince ve hassas kalbiniz durumu anladı ki; bana mesele yaÅŸatmadınız. Bu yüzden size minnettarım..

Herkes duygulanır ve üstadı hararetle tebrik ederler.. Daha sonra içlerinden biri üstadı ispiyonlamış, vazifeyi suiistimal etti ve yolsuzluÄŸa çanak tuttu diye. Üstadın karakteri herkesçe bilindiÄŸinden, bir ÅŸey yapılmamış. Ama bu durum üstada çok koymuÅŸ, o da tutmuÅŸ “BÄ°R Ä°HTÄ°MAL DAHA VAR…O DA ÖLMEK MÄ° DERSÄ°N?.. isimli unutulmaz eserini bestelemiÅŸ.”

OSMAN NÄ°HAT AKIN’IN HAYATI

Çorlu eÅŸrafından Osman Bey-zâde Nihad Bey'in oÄŸlu, tanınmış yazarlarımızdan  Ahmet Rasim'in de torunudur.

1905 senesinde, Ä°stanbul- Bakırköy'de dünyaya gelen Osman Nihat Akın’daki mûsikî kabiliyetini, ortaokula gittiÄŸi sıralarda , kendisine mûsikî hocalığı yapmış olan piyanist Sadri Bey sezmiÅŸ ve kendisiyle yakından ilgilenerek okuldan mezun oluncaya kadar, ona iyi denecek kadar piyano çalmasını da öÄŸretmiÅŸtir.

Osman Nihad'ın , Türk Mûsikîsi repertuarına sunduÄŸu eserlerdeki  orijinaliteye dikkat edecek olursanız, onlarda , gelmiÅŸ geçmiÅŸ bestekârlarımızda az rastlanan bambaÅŸka bir edâ, ayrı bir çeÅŸni bulursunuz. Mistik ve romantik okulun tamamen dışında kalan Osman Nihad, kendi ruhundan baÅŸka, hiçbir tesirin altına girmeyecek kadar saf ve temiz kalmış naÄŸmelerinde, tabiilikten asla ayrılmamıştır.

Cenab-ı Hakkı'n, ona ihsan ettiÄŸi müstesna mûsikî kâbiliyetinden baÅŸka, her biri birer berceste mısra halinde dillerde dolaÅŸan ÅŸiirleri de Osman Nihad'ın, ayrı bir kıymet tarafıdır.

Osman Nihad, dedesinin isteÄŸi üzerine, önce iktisat Fakultesini bitirdi ve ancak ondan sonra, mûsikî ile fiilen uÄŸraÅŸmaÄŸa baÅŸladı. Genç sanatkâr, bütün boÅŸ  vakitlerini piyanosunun başında geçiriyor, yaptığı eserleri kendisine çok yakın bulduÄŸu bir arkadaşına, Kadıköylü Dr. Talha Bey'e çalıp söylüyordu.

Osman Nihat'a, bir ara Leon Hancıyan da ders vermeye baÅŸladı. Fakat , o aldığı her dersten sonra;öÄŸrendiÄŸi usûl  ve makamda bir eser besteleyerek hocasına götürüyor; Leon Hancıyan Bey'i, hayretten hayrete düÅŸürüyordu. Basit güfteler üzerinde yaptığı bu beste denemeleri çok ümit verdiÄŸi için Leon Hancıyan, Ahmed Rasim nezdinde yeni bir teÅŸebbüse giriÅŸti. Osman Nihad'ın dinleyici sıfatıyla dahi olsa, Ä°talyan konservatuarlarında birine devam etmesinin çok yerinde bir hareket olacağını söyledi. Bu teÅŸebbüsten bir netice çıkmayınca, Osman Nihat AKIN hayatını kazanmak için iÅŸ hayatına atılmaya kara verdi. Ä°lk memuriyetine PTT’de MüfettiÅŸ Yardımcısı olarak baÅŸladı.

Ä°lk bestesi “Ne müÅŸkilmiÅŸ seni sevmek, sana yâr olmak”güfteli Suznâk makamındaki ÅŸarkısıdır. Kendisinin söylediÄŸine göre dedesi bir gün yanına çağırarak bir ÅŸeyler okumasını söylemiÅŸ. Osman Nihat Akın bu eserini okuyunca, çok beÄŸenen Ahmed Rasim Bey, kimin olduÄŸunu sormuÅŸ. Kendi eseri olduÄŸunu söylemeye cesaret edemeyerek Hacı Ârif Bey’in olduÄŸunu söylemiÅŸ. Duygulanarak gözleri dolan Ahmed Rasim Bey “-böyle bir eseri ancak o yapabilir” diye söylenmiÅŸ. Åžarkısının beÄŸenildiÄŸinden cesaret alınca dedesine gerçeÄŸi anlatmış, buna çok kızan dedesi “-düzenbaz, yalancı”diyerek bastonla O’nu kovalamış.

Çok BaÅŸarılı bir MüfettiÅŸlik hayatından sonra, giriÅŸte aktardığımız olay sonrası MüfettiÅŸliÄŸi bırakır ve gazetelerde, geniÅŸ ansiklopedik bilgisi sayesinde, her konuda yazılar, fıkralar, makaleler yazarak geçimini saÄŸladı.Ayrıca Ä°stanbul Üniversitesinde Ekonomi Dersleri verdi.

Zor problemleri basite indirgemek hususundaki yeteneÄŸi sayesinde, ekonomi ve iÅŸletme ekonomisi konusundaki dersleri, talebe camiasındaki büyük bir ilgi ile karşılanmıştır. Klâsik eÄŸitim anlayışı yerine, yaÅŸanılan hayattan bulup çıkardığı örneklerle verdiÄŸi dersler nedeni ile Üniversite Hocalığında da O’na geniÅŸ bir ÅŸöhret saÄŸlamıştır.

Osman Nihat Akın’ın çoÄŸu popüler olmuÅŸ, tanınmış ses sanatkârları tarafından plâklara okunmuÅŸ, otuz sekiz kadar ÅŸarkısı bilinmektedir. Bunlardan  “Yine bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi”adlı Nihavend ÅŸarkıyı, tarihçi Ahmed Refik Altınay’ın ölümü üzerine bestelemiÅŸtir.