Zahide UÇAR İnternet Medyasının, en çalışkan, en üretken ve en cesur kalemlerinden birisi… Muhtemelen çoğunuz onun yazılarını okumuşsunuzdur.
Ve yine muhtemelen hiçbiriniz, onun eski bir Türk Telekom çalışanı olduğunu bilmiyordunuz.
Zahide UÇAR uzun yıllar Türk Telekom’da mühendis olarak görev yaptı.
Sonra , ülke meselelerine sessiz kalamayacağını düşündü. Ve kaleme sarıldı.. Kılıçtan keskin kalemiyle kimsenin yazamadıklarını yazdı, yazıyor…
O bir cesur yürek. Biz, bir telekomcu olarak O'nunla gurur duyuyoruz.
Son olarak, Zahide UÇAR üç arkadaşıyla birlikte bir kitaba imza attı: DARAĞACI
Bakanlık yapmış bir siyasetçi olan Rıfat SERDAROĞLU, bölgeyi iyi tanıyan emekli asker ve akademisyen Yrd. Doçent Murat KÖYLÜ, araştırmacı yazar Zahide UÇAR, haberokur.com haber sitesinin Genel Yayın Yönetmeni araştırmacı gazeteci yazar Levent BULUT’un değerlendirmeleriyle ortaya çıkan bu kitap, ülkemizin sürülmek istendiği cehennemi anlatıyor.
Kitabı tanıtan bir yazı yazmak yerine kitabın “ÖNSÖZ”ünü sizinle paylaşalım istedik.
“ Küresel elit tarafından başlatılan 3. Paylaşım savaşının “başla” komutu Ortadoğu’dan verildi.
ABD şahinleri soğuk savaş döneminin bitmesiyle varlıklarını “sömürerek devam ettirebilmek için” yeni bir düşman belirlemeliydi. Belirledi de: Müslüman coğrafya.
Önce “İslami Terörist” kavramı yaratarak beyinlere “Müslüman Teröristlerin saldırısı altındayız” mesajı yolladı. 11 Eylül günü kanlı bir gösteri yapıldı. Gösteri Afganistan’ın işgali için kullanıldı.
Irak “nükleer silah var” yalanıyla işgal edildi. Fas’tan Suriye’ye “Arap Baharı” yalanıyla “Soros Kışı” getirildi.
Bu coğrafya’nın iki kilit ülkesi vardır: Türkiye ve İran.
Küresel çete İran’dan önce Suriye’ye girip İran’ın bir dalını kesecek, Büyük İsrail’e giden yolda, Büyük Kürdistan yalanıyla bizzat Kürtleri kullanarak Büyük İsrail’i kuracaktır.
Nil’den Fırat’a: Vaad edilen topraklar…
Hedefe varmak için Türkiye PKK kıskacıyla sıkıştırıldı. Borçlandırıldı. Açıktan destekledikleri hükümete verdikleri borç paralar; geri dönüşümü olmayan duble yollara harcandı. Üretim bitirilirken, tüketime yönlendirilen ülkemiz ithalat cennetine dönüştürüldü. Böylece ekonomik kıskaca alınan Türkiye’nin iç ve dış politikası kontrol edildi.
Küresel efendilerce BOP eşbaşkanı görevi verilen Türkiye Başbakanı, 22 Müslüman ülkenin bölünmesi için jandarmalığa soyundu. Dünya kendi ülkesinin de bölüneceği bir projede rol alan bir başbakanı sanırız ilk defa gördü(!)…
Küresel efendiler için lejyoner asker yapılmak istenen Türk Ordusu’na operasyonlar yapıldı. Geldiğimiz süreçte Türk askeri ABD adına Suriye ile savaşmaya zorlanıyor.
20. yüz yılın başında mazlum milletlerin kurtuluş mücadelesinde örnek aldığı Türkiye, 100 yıl sonra emperyalistlere taşeron olmaya soyunuyor. İzmir’den, İncirlik’ten kalkan savaş uçakları masum milletlerin üzerine “demokrasi giydirilmiş” bombalar yağdırıyor.
Su, enerji, yer altı ve yer üstü zenginliklerini ele geçirmek isteyen küresel elit, darağacına asmak istediği üç ülkeyi(Türkiye, İran, Suriye) Türk siyasiler üzerinden ele geçirmek istiyor. Türkiye bu tuzağa düşerse sadece bir haçlı savaşının piyonu değil, aynı zamanda kendi ülkesinin de celladı olacaktır.
Türkiye’yi intihara götüren bu süreçte, dönüştürülen medya ve satın alınmış aydınların halkı yanıltması nedeniyle “savaşa sürülmeden önce”, dört farklı meslekten arkadaş bir araya gelerek bir kitap çıkarmak istedik."
|