8 Mart Dünya Kadınlar Günü…
Kadına şiddetin, mobbingin, ayrımcılığın tüm şiddetiyle sürdüğü ülkemizde/dünyamızda bir kadınlar gününü daha kutluyoruz…
O kadın ki;
Peygamberimiz tarafından, Cennetin ayakları altında olduğu müjdelenen “Ana”dır.
Anadır, yârdır, bacıdır…
Sevgidir, hoşgörüdür, şefkattir…
Ailemizin temel direğidir…
Uğruna türküler yakılandır, şiirler yazılandır, besteler yapılandır…
Leyla’dır, Züleyha’dır, Şirin’dir, Aslı’dır…
Ama aynı zamanda; ezilendir, horlanandır, dövülendir, taciz edilendir…
Kadınlarımızın, baskıdan, ikinci sınıf muameleye tabii tutulmaktan, horlanmaktan kurtulduğu, eşit, özgür bireyler olarak yaşadıkları günlerin başlangıcı olması dileğiyle,
Tüm Kadınlarımızın 8 Mart Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Telekomcular Derneği
Büyük Ata’mızdan anlamlı bir tespit;
“Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz herşey kadınların eseridir”
Egolarımızdan kurtularak Nazım Hikmet’ten hoş bir deyiş;
Kimi der ki kadın uzun kış gecelerinde birlikte uyumak içindir,
Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir,
Kimi der ki ayalimdir, boynuma asılmış vebalimdir..
Kimi der ki hamur yoğuran..
Ne o, ne bu. Ne döşek, ne köçek ne ayal, ne vebal..
O benim kollarım, bacaklarım, yavrum, annem, karım, kızkardeşim, hayat arkadaşımdır..
|