Televizyonlardaki bazı programlarda Türkiye’de hiç durmadan artan özelleÅŸtirmelerden bahsediliyor. Seyrediyormusunuz ? Bilmiyoruz ama insanın içi acıyor. Türkiye’nin, Türk milletinin sahip olduÄŸu ÅŸirketler bir bir batı dünyasına satılıyor. Milli servetimizle birlikte adeta benliÄŸimizde sanki sökülüp bizden alınıyor.

Türkiye’de yıllarla doÄŸru orantılı olarak artan özelleÅŸtirme konusunda Prof. Cihan Dura’nın tespitlerinden bir kısmını sizlerle paylaÅŸmak istiyoruz.

AKP Ä°KTÄ°DARININ AFFEDÄ°LMEZ SUÇU: ÖZELLEÅžTÄ°RMELER
 

"Bir millet herhangi bir ÅŸeye özgürlüÄŸünden daha fazla deÄŸer veriyorsa, özgürlüÄŸünü kaybedecektir. Kaderin cilvesine bakın ki, deÄŸer verdiÄŸi ÅŸey, rahatlık ya da para ise onları da kaybedecektir." (Somerset Maugham)
 

Türkiye’de 1990’lardan bu yana özelleÅŸtirme yapılıyor. Önce yavaÅŸ baÅŸladı, sonra arttı, AKP iktidarında zirveye ulaÅŸtı. ÇoÄŸu aydınımız, üniversitelerimiz, muhalefetimiz hep uyur ya, cesaretleri de arttı; fabrika, tesis, banka, liman, toprak, yol, köprü,… ne bulurlarsa satıyorlar artık. Diyebilirim ki AKP hükümeti tam bir “özelleÅŸtirme-kolik”tir. Ä°ktidar geldiÄŸi günden beri halkın mallarını çılgınlar gibi satıyor. ÖzelleÅŸtirmeye düÅŸkünlüÄŸü neredeyse iptila derecesinde…, hiçbir hukuki ve ahlakî sınır da tanımıyor. Öyle sanıyorum ki bulundukları bakanlık binalarını da açık artırmaya çıkaracakları gün uzak deÄŸildir.

“AKP’nin ekonomik programı kısaca nedir” diye bana sorsalar, bu durumda, ÅŸu yanıtı versem, haksızlık mı yapmış olurum: Satmak, ne varsa satmak, istisnasız her ÅŸeyi satıp savurmak!... Örnek mi? o kadar çok ki: Yoksul halkımızın malı olan dev ku­rum­lar, sa­na­yi te­sis­le­ri, bankalar, li­man­lar, köp­rü­ler, ka­mu bi­na­la­rı ve ar­sa­la­rı… TÜRK TE­LE­KOM, TÜP­RAÅž, ER­DE­MÄ°R, TE­KEL, SE­KA ve PET­KÄ°M gi­bi büyük sa­na­yi te­sis­le­ri, 200’e yakın ka­mu te­si­si, 2.600’den fazla ar­sa, bi­na ve loj­man… Ve elden çıkarı­lan­la­rın ço­ÄŸu AKP ik­ti­da­rı­na ya­kın yer­li sermaye ile ya­ban­cı ÅŸirketler ta­ra­fın­dan ka­pı­ÅŸÄ±l­dı.

Peki, bütün bu savurganlık ne için? Sadece 43 milyar dolar için!... 11 yılda satılanlar bu saydıklarım…, elde edilen ise sadece 43 milyar dolar!... Oysa bir ihracat seferberliÄŸi, bunun en az iki katını kazandırabilirdi devlete, katma deÄŸer olarak, vergi olarak… Tembel iÅŸi, kısır görüÅŸlülük diye buna derler iÅŸte… Kifayetsizlerin iÅŸi ancak bu kadar olur. Öte yandan 1986 yılına kıyaslarsak, özelleÅŸtirme geliri 53,4 milyar dolardır. Bu rakamlara bakınca, özelleÅŸtirmelerin yüzde 80’den fazlasının, AKP döneminde yapılmış olduÄŸunu içimiz burkularak görüyoruz.

Velhasıl AKP iktidarı, hayırsız bir evlat gibi, ata mirasını, kime olursa olsun, satmaya, elden çıkarmaya doyamadı. DoÄŸru dürüst ekonomik hesap yapmadı, bugün ve yarın doÄŸacak olumsuz etkileri düÅŸünmedi. Ä°ktidarını, kamu malını hesapsızca satmak üzerine kurdu! Ekonomik kalelerimiz birer birer düÅŸürüldü. Mütareke basınından, TÜSÄ°AD’dan, bölücü cepheden, siyasal Ä°slamcılardan ses çıkmadı. Onlar Chicago Çetesi’nin, USAID’in, IMF ve Dünya Bankası’nın, Batılı zenginlerin ya borazanları ya da kuklaları... Elbette öyle yapacaklar. Peki ya Yurtseverler, Ulusalcılar, Atatürkçüler!... Onlar neden böylesine etkisiz kaldı?

***

ÖzelleÅŸtirme basit bir tanımla kamu mülkünün (fabrika, tesis, toprak,…) yerli ya da yabancı özel ÅŸahıslara satılmasıdır. Kamuflaj amacıyla kulaÄŸa gayet hoÅŸ gelen gerekçelerle yapılan özelleÅŸtirmelerin asıl amacı; serveti kamudan yani halktan alıp, yerli ve yabancı ÅŸahıs ve ÅŸirketlere devretmekten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.

Türkiye’de “özelleÅŸtirmenin ÅŸampiyonu kimdir” deseniz, kim olsa, “AKP iktidarıdır” diye yanıt verir. Bu iktidar geldiÄŸi günden beri kamu mallarını, babasının malı gibi sattı savurdu. Yukarda vurguladım, özelleÅŸtirmeye düÅŸkünlüÄŸü neredeyse iptila derecesindedir; hiçbir hukuki ve ahlakî sınır da tanımadı, tanımamakta da ısrarlı.

Konuyu biraz bilen, izan sahibi biri; özelleÅŸtirmenin bir Batı icadı, bir Batı dayatması olduÄŸunu fark etmekte gecikmez. ÖzelleÅŸtirme Batı oligarÅŸisinin kendi çıkarı için, kendi koÅŸullarına göre geliÅŸtirdiÄŸi Neoliberalizm’in bir gereÄŸidir. Neoliberalizm, köhnemiÅŸ liberalizmin yeni kamuflajıdır. Neoliberalizm, dünyaya 1979 yılından itibaren hâkim olmaya baÅŸlamıştır. Dayanışmaya (barışa) deÄŸil, rekabete (savaÅŸa) dayanır. Devleti (kamu sektörünü) küçültmek ve etkisizleÅŸtirmek ister. Nasıl? ÖzelleÅŸtirme yoluyla elbette!... Liberalizm, bilindiÄŸi gibi ekonomide devlete yer vermez. Devlet ekonomiden çekilsin, kamu iÅŸletmeleri satılsın, özelleÅŸtirilsin ister. Türkiye gibi bir ülke serbest ticarete açılıp borçlanmaya baÅŸlayınca, sıra özelleÅŸtirmeye gelir. ÖzelleÅŸtirmelerle birlikte ülkeye, sömürgeleÅŸtirme amaçlı yabancı sermaye giriÅŸi de hızlanır.

ÖzelleÅŸtirmeler asla toplumun, kamunun, Türk milletinin lehine bir politika ve uygulama deÄŸildir. Emperyalist Batı’nın dayatmasıdır. Türkiye’de iç bedhahların, aymazların iÅŸbirliÄŸi ile uygulamaya konulmuÅŸtur. Halkımızın 90 yıllık birikimi; bu yoldan, iç ve dış bedhahlarca talan edilmiÅŸ, paylaşılmıştır, paylaşılmaya da devam etmektedir.

***

Türkiye’de özelleÅŸtirme uygulaması ekonomimize çok büyük zararlar vermiÅŸtir. En ağır suçların, en ağır maliyet ve zararların, yasa-dışı eylemlerin kaynağı olmuÅŸtur. Neden? Çünkü yapılan özelleÅŸtirmeler bizim kendi ulusal sorun ve ihtiyaçlarımızın bir gereÄŸi deÄŸildir. Yukarda vurguladım, çünkü özelleÅŸtirme bir Batı dayatmasıdır. O ancak Emperyalizm’in ve onun içimizdeki iÅŸbirlikçilerinin kazanç hırslarını tatmin etmiÅŸ, onların ihtiyacını karşılamıştır; bizim ihtiyacımızın deÄŸil, Millî Ä°rade’nin, yoksul halkımızın deÄŸil... Bu sebepledir ki, faydaları yabancılara ve bunların iÅŸbirlikçilerine gitmiÅŸtir, zararları ise bize, bizim yoksul halkımıza… ÖzelleÅŸtirmeler halk düÅŸmanları tarafından büyük bir fırsat olarak görüldü, havadan para ve rant saÄŸlama aracı olarak kullanıldı. Miiletimizi soyarak haksız kazançlar elde ettiler. ÖzelleÅŸtirmeleri Atatürk Türkiye’sini yıkmak için bir araç olarak da kullandılar.

Bir kez daha vurguluyorum: ÖzelleÅŸtirmeler kesinlikle halkımız için yapılmadı. ÖzelleÅŸtirmeler ABD için, Ä°ngiltere ve benzeri Avrupa ülkeleri için, Adam Smith Enstitüsü, Amerika BirleÅŸik Devletleri Uluslararası GeliÅŸme Ajansı için, Batının para babaları Rothschild ve Rockefeller için, bunların aileleri, torunları için, paradan baÅŸka “kutsal” tanımaz iÅŸbirlikçileri için yapıldı.

***

ABD’nin gizli planları hizmetinde Vatanımızın ekonomik kalelerini satanlar, bunları sırtlanlar gibi kapışan dahilî ve haricî bedhahlar; bağımsızlığımızı ve Cumhuriyetimizi yok etmeye soyunan düÅŸmanlardır. Chicago Çetesi, Madsen Pirie’ler, Stuart Butler’ler, Edwin J. Feulner’ler, IMF ve Dünya Bankası, bunların patronları,... “dahilî bedhahlar”ın destek ve yardımıyla, zorla, hile ile Sevgili Vatanımızın tersanelerine, iÅŸletmelerine, topraklarına girdiler. Silaha, topa, tüfeÄŸe, bombaya gerek görmediler, Türkiye’yi Dolar ve Euro gücüyle ele geçirdiler, geçiriyorlar.

AKP iktidara geldiÄŸi 2002 yılı sonlarından bugüne özelleÅŸtirmede hızını hiç kesmemiÅŸtir. Bu uygulama AKP hükümetinin Türk milletine attığı en büyük kazıklardan biri olmuÅŸtur. Çünkü özelleÅŸtirmeler, ülkemize çok sayıda ve son derecede olumsuz etkiler yapmıştır. Cumhuriyet’in 90 yıllık birikimi elden çıkarılmakla kalmamış, kayıp sadece trilyonlar deÄŸerindeki sabit sermayenin el deÄŸiÅŸtirmesi olmamış, özelleÅŸtirmelerle gerek ekonomiye gerek topluma çok büyük maddî ve manevî zararlar verilmiÅŸtir. Devlet, dolayısıyla halkımız birçok ÅŸekillerde soyulmuÅŸ, halk düÅŸmanları zengin edilmiÅŸtir. Ekonomi çökertilmiÅŸ, dış bağımlılık artmıştır. Hak ve hukuk ayaklar altına alınmış, devlet düzeni bozulmuÅŸtur.

AKP tarzı özelleÅŸtirme yanlıştır, bir cehaletin eseridir. O Türkiye’nin düÅŸmanlarının programıdır. Bütün bu zarar ve kayıpların hesabı yapılmadan, özelleÅŸtirmelere bugün de devam edilmekte olması ayrı bir trajedidir. Ekonomimiz bu yoldan çok büyük zararlara uÄŸramakta, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceÄŸi karartılmaktadır. Toplum hayatında öyle muzır sonuçlar vardır ki yıllar sonra kendini belli eder, ancak o zaman da iÅŸ iÅŸten geçmiÅŸ olur.

***

Bizler, hepimiz bu ülkenin sahipleriyiz. Birer yurttaÅŸ olarak hükümetlerin icraatları ile ilgilenmek, yaptıklarının takipçisi olmak zorundayız. Bir parti çıkıp “Meclis’in çoÄŸunluÄŸu bende, ben iktidarım, milli iradeyi ben temsil ediyorum” diyerek aklına geleni yapamaz. Ä°craatı, egemenliÄŸin asıl sahibi olan Milletin iradesi ile, bilimsel gerçeklerle ve ahlakla sınırlıdır. Bunların dışına çıktığı zaman, meÅŸru olmaktan, milleti temsil etmekten de çıkar.

Bilimsel gerçeklerde demokrasi sökmez, oy çokluÄŸu asla kesin ölçüt deÄŸildir. Bilimde bin kiÅŸinin dediÄŸi yanlış, bir kiÅŸinin dediÄŸi doÄŸru çıkabilir. Türkiye’de özelleÅŸtirme yapmak, özelleÅŸtirmeleri savunmak “gaflettir, dalalettir, hıyanet”tir. Bundan dolayıdır ki “Atatürkçüyüm” diyen herkes, özelleÅŸtirme uygulamasına karşı çıkmalıdır. Sivil ya da asker, Atatürkçü olmanın hakikî ölçütü budur. Türkiye’nin bugünkü gidiÅŸi hiç iyi deÄŸil, Bir yol bulunup bu cahilce politikalara son verdirilmelidir.

Ve sen, ey Vatan’ın Aziz Bekçisi! Atatürk’ün komutuyla, sen “Türk vatanını, ulusal varlığı, ülkenin tam bağımsızlığını, iç ve dış her türlü tehlikeye karşı korumakla görevli”sin. Dikkat! “ulusal varlığı, her türlü tehlikeye karşı korumakla” diyor. TELEKOM “ulusal varlık”tır. TÜPRAÅž da, PETKÄ°M de, ERDEMÄ°R de, TEKEL de… HALK BANKASI da … Nasıl düÅŸünmezsin bunu!...

Türk milletinin mallarını aç kurtlar gibi paylaÅŸanları, paylaÅŸtıranları, yapılan bu gaddarca yaÄŸma karşısında kılı kıpırdamayan sözde aydınları gelecek kuÅŸaklar lanetle anacaktır. Bu korkunç talan AKP’nin ve onun hükümetlerinin alnında bir kara leke olarak kalacaktır. Gelecek kuÅŸaklar; özelleÅŸtirme yaÄŸmasının altında imzası olan, yapılan peÅŸkeÅŸler karşısında sessiz kalan herkesi utançla anacaktır.

GüneÅŸ balçıkla sıvanmaz. Güney Amerika’da olduÄŸu gibi, Türkiye’de de özelleÅŸtirmenin “gerçek ve çirkin yüzü” örtülemeyecek, gizlenemeyecektir. Çok geçmeden Atatürkçü, Emperyalizm karşıtı, vatansever iktidarların önü açılacaktır. Millet; özelleÅŸtirmecilerin iÅŸlediÄŸi suçların hesabını, baÅŸta AKP iktidarı olmak üzere ilgili diÄŸer hükümetlere ve onlara emir kulluÄŸu yapan bürokratlara mutlaka soracaktır.

                                                                                                                        Prof. Dr. Cihan DURA

Namık KEMAL:

"Vatanın baÄŸrına düÅŸman dayamış hançerini,

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:

"Vatanın baÄŸrına düÅŸman dayasın hançerini,

Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."