Bir önceki yazıda (okumak için TIKLAYINIZ) özelleştirme çalışmalarından bahsederek Türkiye’de yapılan uygulamaların durumunu izah etmeye ve özelleştirme adı altında Türk milletinin varlıklarının nasıl peşkeş çekildiğine dikkat çekmeye çalışmıştım. Bu yazımda sizlerle 12 yıllık iktidarın ekonomideki başarısını (!!!) paylamaya çalışacağım.
Döviz: 18 Kasım 2002 tarihinde bir dolar, 1.58 TL idi, Temmuz 2014 itibariyle dolar, 2.12 TL oldu.
Cari Açık: 2002 sonunda cari açık, 0.6 milyar dolardı, 2013 sonunda ise 65 milyar dolar oldu.
Dış ticaret açığı: 80 yıllık Cumhuriyet dönemi dış ticaret açığı 247 milyar dolardı, bu iktidar döneminde verilen dış ticaret açığı toplamı “718.5 milyar dolar”.
İç-dış borç: Brüt iç borç 2002 sonunda “155.2 milyar TL” iken, 2014 Mayıs sonunda “412.4 milyar TL”oldu. 2002 yıl sonu itibariyle Türkiye’nin brüt dış borcu 129.6 milyar dolardı.2014 Mayıs sonu itibariyle ise brüt dış borç, “386.8 milyar dolar” oldu.
İşsizlik: 1988-2002 döneminde işsizlik yıllık ortalama “yüzde 8” olarak gerçekleşti. İşsizlik sadece 2002’de yüzde 10’u aştı ve “yüzde 10.3” oldu. AKP iktidarında ise işsizlik ortalama “yüzde 10.7” oldu.
Benzin-Motorin: 2002 sonunda benzinin litresi 1.66 TL, motorinin litresi 1.23 TL idi. Şimdilerde ise benzinin litresi 5.13, motorinin litresi de 4.45 TL oldu.
Ekonomideki yabancı payı: 2002’de borsada yabancı payı “yüzde 37” idi, 2014’te “yüzde 68” oldu. 2002’de sigorta sektöründe yabancı payı “yüzde 20” idi, 2014’de “yüzde 60” oldu. 2002’de bankacılıkta yabancı payı “yüzde 3’tü”, 2014’de “yüzde 62” oldu.
Kişi başına gelir ve gelir dağılımı açısından duruma baktığımızda da çok farklı bir tablo karşımıza çıkmıyor. 2002 yılı sonunda kişi başına milli gelirin 3492 dolar olduğunu ifade ederek başlayalım. Bugün (2013 yılı için) durum ne diye bakarsak 10.782 dolar olduğunu görüyoruz. Görünen 3 kat artış olmuş. Burada gözden kaçan bir husus var. TÜİK 2006 yılında milli gelir hesaplama yöntemini değiştirdi ve bir sabah uyandığımızda gelirimiz % 31.6 oranında arttı. Aslında milli gelir artışı iki katken çok daha fazlaymış gibi gösterildi.
TBMM Araştırma merkezinin 10 yıllık dönem için yaptığı gelir dağılımı araştırması sonuçları yeni açıklandı. Bu sonuçlara göre bütün dünyayı yakıp yıkan krizler Türkiye’yi teğet geçerken nasıl olmuşsa gelir dağılımında da teğet geçmiş. Araştırma sonucuna göre AB ve OECD ülkelerinde kişi başına gelir artışı Türkiye’nin iki katı gerçekleşmiş. Türkiye’de gelir dağılımının OECD ülkelerine kıyasla daha adaletsiz olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Türkiye, OECD’nin araştırmasında yer alan 34 ülke arasında 32. sırada yer almıştır. Türkiye’den daha adaletsiz olan iki ülke Meksika ve Şili’dir. Sözün kısası lafla ekonomi gemisi yürümüyor.
Önümüzdeki hafta sonu Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Herkesin gönlünde birileri var. Bizim gönlümüzdeki Cumhurbaşkanının nitelikleri belli. Müslüman Türk Milletinin cumhurbaşkanı, Türk’üm demekten kaçınmayan, Türk Milletinin birliği ve dirliği için çalışan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölünmez bütünlüğünü savunan, kısaca kendini Türk oğlu Türk olarak tanımlayan kişi olmalı. Bu özelliklerin kimde olmadığını 12 yıldır her Türk vatandaşı gördü. Allah yar ve yardımcımız olsun. Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin.
*Buradaki rakamları beğenmeyenler veya inanmayanlar devletin resmi kurumlarının (TÜİK, Hazine müsteşarlığı vs.) internet sayfalarından araştırıp öğrenebilirler.
Doç. Dr. Mustafa Fedai Çavuş
|