DerneÄŸimiz Yönetim Kurulu BaÅŸkan Yardımcısı Fazlı KÖKSAL’a ait, Ülkemizin bağımsızlığında önemli bir yeri olan Çanakkale Destanı’nı, Atatürk’ümüzün, Atalarımızın tüm olumsuzluklara raÄŸmen dünyaya karşı unutulmaz mücadelesini dile getiren yazısını bilgilerinize sunuyoruz.

Stratejik deÄŸerlerimizin ele geçirilmesine fırsat verenlerin beyinlerimize ve düÅŸüncelerimize engel olmalarına izin vermeyeceÄŸinize inanıyoruz.

TELEKOMCULAR DERNEĞİ

Çanakkale; Askeri Bir Destandır

Çanakkale SavaÅŸları;

Her türlü teknoloji, strateji ve taktiÄŸin kullanıldığı,

Dünya savaÅŸ tarihine en yakın mesafeli siper savaÅŸları olarak geçen,

İlk defa deniz birlikleri, kara birlikleri ve hava kuvvetlerinin koordinasyonu sağlandığı,

Topyekün savaÅŸ biçiminin ilk örneÄŸi oldu,

Çanakkale; Türk Aydınının Destanıdır

Üniversiteliler Liseliler gönüllü olarak, akın akın Çanakkale savaşına katıldı.

 Darülfünun (O günün tek üniversitesi, bugünün Ä°stanbul Üniversitesi) boÅŸaldı.

Ä°dadiye (Lise) okumadan öÄŸrenciler Darülfünuna alınmaya baÅŸladı.

Binlerce Harbiyeli, Mülkiyeli, Tıbbiyeli ve Ä°dadili ÅŸehit oldu..

ÇoÄŸunluÄŸunu Darülfünun öÄŸrencilerinin oluÅŸturduÄŸu 2. Tümen, 18 mayısı 19 mayısa baÄŸlayan gece yaklaşık 9 bin ÅŸehit verdi.

Bir aydın nesil yok oldu

Türkiye bu neslin yokluÄŸunu her zaman hissetti..

Çanakkale; kahramanlığın destanıdır

Çanakkale'yi denizden geçemeyen Ä°tilaf Devletleri'nin 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası'na ve Kum kale'ye asker çıkarmalarıyla Çanakkale kara savaÅŸları baÅŸlamıştı.

25 Nisan 1915 tarihlerinde Arıburnu'nda karaya çıkıp Conkbayırı'nda ilerleyen çıkarma kuvvetleri, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal'in verdiÄŸi;  "Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum ... Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize baÅŸka kuvvetler ve komutanlar geçebilir " emrini uygulayan Türk birliklerince durduruldu.

Bu birliklerden biri Yarbay Hüseyin Avni Bey'in komutasındaki 57. Alay'dı.    25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında,  57. Alay'ın baÅŸta komutanları olmak üzere 628 kiÅŸilik mevcudunun tamamı ÅŸehit düÅŸtü.

Çanakkale;  Anti Emperyalist Bir Destandır

“Åžu BoÄŸaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eÅŸi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beÅŸi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayâsızca tahaÅŸÅŸüt ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiÄŸi vahÅŸetle "bu, bir Avrupalı"
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiÅŸ, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya,Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beÅŸer,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi,hakikat mahşer,
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında;
Ostralya'yla beraber bakıyorsun Kanada!
Çehreler baÅŸka, lisanlar, deriler, rengârenk.
Sâde bir hadise var ortada: VahÅŸetler denk.”

Mehmet Akif ERSOY.

Çanakkale; vatan sevgisinin destanıdır..

1915 yılında Ä°stanbul Erkek Lisesinin renkleri sarı beyazdı, okulun duvarları  da sarıya boyalıydı.

1915 yılının Mayıs ayının 18'ini, 19'a baÄŸlayan gece YaÅŸları 16-18 arasında olan 55 Ä°stanbul Liseli Çanakkale’de ÅŸehit oldu.

Çanakkale'ye giden öÄŸrencilerden hiçbiri dönmeyince, daha önce duvarlarla birlikte sarıya boyanan okulun pencere kasaları, matemden siyaha boyandı.

Ä°stanbul Erkek Lisesinin renkleri de sarı siyaha dönüÅŸtü.

Ä°stanbul Erkek Lisesinin Spor Kulübü olan Ä°stanbulspor’un rengi de sarı siyah oldu

Çanakkale; Kınalı Kuzuların Destanıdır..

Anadolu’da Allah’a kurban olsun diye niyetlenilen Kurbanlık Koç’a kına yakıldığı gibi,

Analar, askere gönderdiÄŸi yavrularına da kına yakarlardı..

Askere giden yiÄŸitler,Vatana Kurban Olsun Diye…

Ve o kurbanlık kuzulardan 57.084’ü Çanakkale’de ÅŸehit oldu..

Çanakkale; Bir Denizcilik Destanıdır

Winston Churchill 1930'da "Revue de Paris" dergisine verdiÄŸi demeçte;

"Birinci Dünya Harbi'nde bu kadar insanın ölmesinin harbin ağır masraflara mal olmasının, denizlerde 5,000  ticaret ve savaÅŸ gemisinin batmasının baÅŸlıca nedeni, Türkler tarafından bir gece önce denize atılan ve incecik bir çelik halat ucunda sallanan 26 adet mayındır.”

Diyerek, Nusret Mayın Gemisinin savaşın kaderin nasıl değiştirdiğini anlatır.

Mayın Grup Komutanı Binbaşı Nazmi Bey ve Nusrat’ın komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey yönetimindeki kahramanlar, Barbaros’ların torunu olduklarını göstermiÅŸlerdir..

Çanakkale; Mustafa Kemalin Destanıdır…

Anafartalar Zaferi'nden sonra, Mustafa Kemal ismi destanlaştı.

Çanakkale'de görev yapan Türk askeri için onun adı moral kaynağı ve cesaret demekti,

Müttefik askerleri bile kim olduÄŸunu bilmedikleri bu komutana övgüler diziyorlardı.

Muharebelerin ilk ayı sonunda baÅŸarılarından dolayı rütbesi albaylığa yükseltildi ve toplam 3 madalya ve 2 niÅŸan verildi.

Türk Milleti Çanakkale Savaşıyla O’nu tanıdı, sevdi..

Mustafa Kemal için, Çanakkale Savaşı Ä°stiklal Savaşı’nın önsözüydü…

Çanakkale, Ä°lahi bir Destandır.

Ne diyor , Akif ?

“Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîdi...
Bedr'in aslanları ancak,bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe!" desem,sığmazsın.

…………………….

Ey ÅŸehid oÄŸlu, isteme benden makber,
Sana âgûÅŸunu açmış duruyor Peygamber”

Çanakkale, Mucizelerin Destandır.

Deniz Harekâtı'nın baÅŸlaması ile, iÅŸgal donanması Çanakkale boÄŸazına girmeye teÅŸebbüs eder.

Türk topçu birliklerinin üstün baÅŸarımı ve  Nusrat Mayın Gemisinin çalışmaları sayesinde düÅŸman donanmasına büyük hasar verilir.

Batmakta olan Fransız savaÅŸ gemisi Bouvet'in yardımına Ä°ngiliz Ocean ve Fransız Ä°rresistible gemileri geldiÄŸi sırada Rumeli Mecidiye Tabyası'ndaki vinç arızalanır.

Bunun üzerine, tabyada görevli Seyit Onbaşı  her biri 275 kg (215 okka) olan top mermilerini tek başına hem de üç kez  namluya yerleÅŸtirir ve  Ocean gemisini batırır

Biz Bu Destanları yazan dedelerimize layık mıyız?

Bizler Çanakkale’yi anlıyor muyuz, anlamaya çalışıyor muyuz ?…

Åžehitlik ÅŸerbetini içen, Ä°stanbul Sultanisinin ve Darülfünunun öÄŸrencilerini, 57. Alay mensuplarını kısacası 57.084 kınalı kuzuyu anlayabiliyor muyuz?

Åžeyit Onbaşı’yı, Ezineli Yahya ÇavuÅŸ’u,  Yüzbaşı Hakkı Bey’i, Binbaşı Nazmi Beyi, Yarbay Hüseyin Avni Beyi, Esat PaÅŸa’yı ve  Mustafa Kemal’i anlıyor muyuz?

Ve Onlara ne kadar lâyığız ?

Günümüzde savaÅŸların yalnızca silahla yapılmadığının, topraklarımızın, stratejik deÄŸerlerimizin iÅŸgali için silaha gerek olmadığının, beyinlerimizin iÅŸgal edilebileceÄŸinin farkında mıyız ?

Sorguladık mı hiç kendimizi? Beyinlerimiz "HÜR" mü?