Deprecated: mysql_connect(): The mysql extension is deprecated and will be removed in the future: use mysqli or PDO instead in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/ayarlar.php on line 7

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/ayarlar.php on line 24

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/haberdetayi.php on line 24

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/haberdetayi.php on line 27
POSTANE Ä°ÅžGALLERÄ° (2) | Telekomcular DerneÄŸi
 
 
POSTANE Ä°ÅžGALLERÄ° (2)POSTANE Ä°ÅžGALLERÄ° (2)

Tarih: 2015-04-11

POSTANE Ä°ÅžGALLERÄ° (2)
Yunus TÜRKÖLMEZ
Email: yunisturkolmez@gmail.com

1908 öncesi Anadolu`da meydana gelen pek çok isyan mevcuttur. 

 POSTANE Ä°ÅžGALLERÄ° (2)

 

 

 

“Telgrafın tellerinde serçeler

Telgraftan habersiz biçareler” (1)

1908 öncesi Anadolu’da meydana gelen pek çok isyan mevcuttur. Bu isyanlara öncülük edenlerin başını genellikle kent ve kasaba eÅŸrafı çekmiÅŸtir. Demokrasi talepleriyle yoksul halkı da peÅŸlerinden sürüklemeyi baÅŸaran bu hareketlere yol açan ana nedenler ise ağır vergiler, ticari kısıtlamalar ve valilerin kötü yönetimi sonucu yaÅŸanan yolsuzluklardır.

 Önderlik eden örgütlenmeler ve siyasi amaçları ile, bu isyanların sonuçları konusundaki tartışmalardan mümkün olduÄŸunca kaçınarak olayların Postaneler merkezinde geliÅŸen yönlerini ele almaya çalışacağız. Ancak yine de kısa tutmakta pek baÅŸarılı olduÄŸumuzu söyleyemeyiz. Çünkü her ÅŸey telgraf hatlarından gidip gelecek karşılıklı yazışmalara baÄŸlıydı. (2)

 Kastamonu Postanesinin Ä°ÅŸgali:

1906 Ocak ayında Kastamonu’da büyük bir ayaklanma meydana gelir. Nedeni ise Åžehrin Valisi Enis PaÅŸa yapılacak olan Belediye Meclisi seçimleri için çeÅŸitli afiÅŸlerle halkı seçimlere katılmaya çağırmaktadır. Halk ise meclis üyelerinin vilayetin iç ve mali durumlarına karışma yetkilerinin olmadığını, yalnızca valinin yolsuzluklarını örtmeye yaradıklarını, valiyi kontrol edecek bir kurulun bulunmadığını ileri sürerek seçimlere katılmayı reddeder. Boykotçulara göre bu ÅŸartlarda seçimler komediden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.

Seçim günü büyük bir gösterici grubu bölge askeri komutanı olan Ferik Ali Rıza PaÅŸa’nın evinin önünde toplanarak evi kuÅŸatırlar. Komutan önce görüÅŸmek istemese de daha sonra aralarından üç kiÅŸiyi sözcü seçerek göndermelerini ister. Konuta giren heyet komutana aynen ÅŸunları aktarır.

 “Mademki ÅŸehrimizin gelir ve gider durumundan habersiziz, oy kullanmayız. Oylarımızla seçtiÄŸimiz kiÅŸi bize hesap verecek, görevini bilinçle yapacak biri olmalı. O zaman bu yolda yürürüz. Yeni çıkarılan özel vergilere gelince bunlar yasal (adil) deÄŸildir. Çünkü zenginlerle fakirler arasında hiçbir ayrım yapmamaktadır.

 “ÖrneÄŸin bir çırak patronu kadar vergi vermek zorundadır. Bir öÄŸrenci bir ev sahibi kadar vergi ödemektedir. Din adamları ise hiç vergi vermemektedir. Ayrıca hiçbir soylu kiÅŸi vergi vermiyor. Memleketin en önemli tüccarlarından olan valimiz de bunlardan biridir. Bunu adalet kabul eder mi? O halde bizler de para vermeyiz.”

 Halk sözcüleri, valinin ÅŸehrin gelirinin büyük bir bölümünü zimmetine geçirdiÄŸinden ve baÅŸka yolsuzluklardan da yakınarak bu nedenle seçimlere katılmayacaklarını sultana iletmelerini ister. Durumdan endiÅŸe duyan komutan “bu benim iÅŸim deÄŸil, ben askeri bir görevliyim ve bu çeÅŸit konulara karışmaya hakkım yok diyerek” başından savmaya çalışır. Bunun üzerine halk sözcüleri “PaÅŸa Hazretleri, silah altına aldığınız(alacağınız) askeri bizden mi alacaksınız, yoksa baÅŸka bir kavimden mi? Biz ahali, olduÄŸumuz gibi askeriz, bu nedenle derdimizi ‘merci-i alisine’ bildirmelisiniz”. Komutan halkın bu ısrarlı ve kararlı tutumu sonucunda sultana durumu ileten bir telgrafı çekmek zorunda kalır.

Komutanın bu telgrafı üzerine Yıldız Sarayı`ndan, Vali Enis PaÅŸa’ya bir telgraf çekilerek bu hareketin gerçek yüzünü açıklaması istenir. Vali cevaben saraya “bu hareketin tehlikeli bir yönünün olmadığını, bu iÅŸi birkaç iÅŸsiz güçsüzün yaptığını” bildirir. Oysa askeri komutan sultana ayrı bir telgraf ile “hareketin ciddi olduÄŸunu, en büyük tehlikesinin de bu harekete Müslümanların yanında Ermeni ve Rumların’da katılmış olması” olarak bildiriyordu.

 BoÅŸ yere birkaç gün cevap bekleyen halk, sonunda 21 Ocak (1906) tarihinde yaklaşık beÅŸ bin kiÅŸilik bir kalabalık ÅŸeklinde toplanarak telgrafhaneyi iÅŸgal eder ve çalışanları dışarı çıkarırlar(3). Aralarında bulunan askerliÄŸi sırasında Yemen’de muhabere takımında görev yapmış Kel Hacı lakabıyla bilinen Hacı Ahmet ve Küre telgraf memuru olup izinli olarak Kastamonu’da bulunan Memduh Beyi haberleÅŸme için görevlendirirler.

Vakit geçirmeden Ä°stanbul’a ayaklananların isteklerini bildiren ilk telgraf çekilir. Halkta büyük bir coÅŸku vardır. Ardı ardına sekiz adet telgraf çekilir ve beklemeye baÅŸlanılır.

Dışarda bekleyen kalabalık sürekli artmaktadır. Vali ise korku içerisinde evine kapanmış ve geliÅŸmeleri beklemektedir. Komutanın teskin ederek dağıtma giriÅŸimi de halkın tepkisine neden olur. Siz bizi padiÅŸaha “bunlar serseri güruhudur, ÅŸayan-ı ehemmiyet deÄŸildir” diye bildirdiniz. “Biz Allah kapısıyla, padiÅŸah kapısında toplanmışız. Bu iki kapı daima açıktır. (…) Biz serseri deÄŸiliz, mazlumuz. Ä°nsanca muamele edilmeli bize. Bizi buradan kimse tard edemez”. Ardından üç kere “PadiÅŸahım çok yaÅŸa” diye bağırırlar.

Dışarda öbek, öbek ateÅŸler yakılıp beklemeye devam ederler. Bu arada iki adet polis komiseri de gelerek halka uyarılarda bulunmaya çalışırlar. Tepki gösteren halk yaka paça bunları tutarak ellerindeki kâğıtları alır. Komiserlerden birisi kaçarak kurtulsa da diÄŸeri dağıtım odasına hapsedilir.

 Gece yarısına doÄŸru Ä°stanbul’dan bir cevap gelir. Telgrafta, sultan halka selamlarını ileterek huzur ve saÄŸduyu öÄŸütlemektedir. Yeni vergilerin ordu için toplandığını, kanunun henüz yürürlüÄŸe girmediÄŸini kesin sonucun halka bilahare bildirileceÄŸini söylüyordu.

Halk önce tatmin olur ve dağılır, ancak ertesi gün tekrar toplanır. Sultanın baÅŸ danışmanı halktan tekrar dağılmalarını ister özel bir memurun soruÅŸturma yapmak üzere Kastamonu’ya gönderileceÄŸini söz verir. Halk ise “özel bir memurun gönderileceÄŸine inanmıyoruz, siz bizi aldatıyorsunuz. Sultan’la yeniden görüÅŸmek istiyoruz. Neden telgrafın başına gelmiyor? Yoksa padiÅŸahımız yok mu bizim?” diyerek telgrafa cevap yazılır.

 Bu arada dışarda bekleyen kalabalık da giderek artmaktadır. Kalabalık her saat başı “PadiÅŸahım Çok YaÅŸa” diye bağırmaktadır. Kazalarda ve köylerde de çok büyük hareketlenmeler baÅŸlamıştır. Belirlenen bir günde kazaların çoÄŸunda benzer taleplerle halk toplanmaya çaÄŸrılır.

 “BaÄŸrıyanık zavallı köylüler, hakikaten o gün de külliyetli olarak kazaların merkezinde toplandılar. Kaymakamlar, özellikle de TaÅŸköprü Kaymakamı birkaç kiÅŸiyi hapsederek iÅŸin önünü almak istediyse de köylüler hiç söz dinlemeyerek maruzatlarının zat-ı ÅŸahaneye iletilmesinde ısrarcı oldular. Kaymakamlardan birçoÄŸu vilayete ‘ne yapmaları lazım geldiyse yaptıkları halde ahalinin galeyanına engel olamadıklarını’ arz etmiÅŸlerdir.”

 Bir haftadan fazla zaman geçmesine raÄŸmen direniÅŸ hala sürmektedir. Bu arada vali son çare olarak kentin ileri gelen dini önderlerinin de arlarında bulunduÄŸu bir heyeti direniÅŸçilerle görüÅŸmek için arabulucu olarak gönderir. Heyet halka dağılmalarını önerince halk büyük bir tepki göstererek onlardan kendi taleplerinin haklılığına dair saraya çekilecek telgrafa imza vermelerini, aksi takdirde alıkonulacaklarını bildirerek istediklerini baÅŸarırlar.

Dışarda ise gösteriler tüm canlılığıyla devam etmekte olup, her saat başı “padiÅŸahım çok yaÅŸa” bağırışları duyuluyordu. Nihayet padiÅŸahın tekrar telgrafın başına geldiÄŸi bildirilir. Bunun üzerine halk, vali ve baÅŸ vergi tahsildarının yaptığı tüm yanlışlıkları anlatarak bu ikisinde ahlaki bozukluk olduÄŸu ve görevden alınmaları istenir. Cevaben bu iki kiÅŸinin görevden alınacağının bildirilmesi üzerine halk sevinç çığlıkları atarak dağılır.

 

21 Ocak 1906 tarihinde baÅŸlayan isyan, 2 Åžubat’ta Valinin ve Defterdar’ın görevden alınmasıyla son bulur(4). Ancak halkta hala bir tedirginlik vardır. Çünkü vali Enis Bey Tophane MüÅŸirinin kayınpederidir. O nedenle yeniden kayırılacağına dair endiÅŸeler bulunmaktadır. Kurban Bayramının ilk günü olan 5 Åžubat’ta valinin kentten ayrılıp Ä°nebolu Limanı’ndan Ä°stanbul’a giden bir gemiye bindirilmesine kadar gerginlik sürer.

 (Petrosyan, Y. A. “Sovyet Gözüyle Jön Türkler”. / Basmacıyan, K.J. “Anadolu’da ki Devrimci Hareket.” Revue du Monde Musulman. Paris, Nisan 1908, cilt 4, sayı 4. / (“TÜRK”. Kahire, 8 Mart 1906, sayı 121, sayfa 1. Kahire’de 1903-1907 yılları arasında yayınlanan Genç Türklerin radikal kanadının düÅŸüncelerini savunan haftalık gazete. / “MÅŸak” (Çiftçi) Gazetesi. Sayı 71, 2.4.1906, Tiflis’te 1872-1912 yılları arasında Ermenice yayınlanan gazete./ Mehmet Serhat Yılmaz. “ II. MeÅŸrutiyet Öncesi Kastamonu’da Bir Ayaklanma GiriÅŸimi. 1906.” Karadeniz AraÅŸtırmaları • Yaz 2011 • Sayı 30, sayfa. 123-142.)

 Sinop Postanesinin Ä°ÅŸgali:

Kastamonu isyanının etkisiyle ve hemen ardından Sinop’ta da bir halk isyanı meydana gelir. Sebebi ise mutasarrıfın kötü yönetimi ve görevini suiistimal etmesidir. Bardağı taşıran son olay ise ÅŸöyle geliÅŸmiÅŸtir.

 Sinop Hapishanesinde yatmakta olan Çerkez Gül Hasan isimli bir eÅŸkıya, mutasarrıf tarafından cezası daha bitmeden salıverilir. Bu ÅŸahıs birkaç gün sonra tekrar eÅŸkıyalığa baÅŸlayarak köylere baskınlar yapıp haraç toplamaya baÅŸlar. Kırımlı Ä°brahim namında bir köylünün evini basarak oÄŸlunu öldürür. Köylülere hane başına “on beÅŸ ÅŸinik” buÄŸday haracı vergisi koyar. Korkudan bir müddet susan halk bu haraçların yarısının mutasarrıfa gittiÄŸini öÄŸrenince aradaki iÅŸbirliÄŸini sezer ve isyan eder.

 Birkaç bin kiÅŸilik topluluk meydanda toplanarak telgrafhaneye yürür ve binayı iÅŸgal ederek ele geçirir. Ardından Ä°stanbul’a mutasarrıfın zulmünü ve keyfi idaresini bildiren, durumlarını arz eden birçok telgrafı çekerek beklemeye baÅŸlarlar.

 

Büyük bir heyecanla Ä°stanbul’dan gelecek cevabı bekleyen halk her saat başı “padiÅŸahım çok yaÅŸa” diye birlikte sloganlar atarlar. Nihayet bekledikleri telgraf gelir. Mutasarrıf görevden alınmıştır. Bütün bu geliÅŸmeler süresince odasında mahpus kalmış olan mutasarrıf Ä°stanbul’a gitmekte olan bir gemiye zorla bindirilir. Toplanan kalabalıkta sevinç içerisinde dağılır.

 (“TÜRK”. Kahire, 8 Mart 1906, sayı 121, sayfa 1. Kahire’de 1903-1907 yılları arasında yayınlanan Genç Türklerin radikal kanadının düÅŸüncelerini savunan haftalık gazete. / Basmacıyan, K.J. “Anadolu’da ki Devrimci Hareket.” Revue du Monde Musulman. Paris, Nisan 1908, cilt 4, sayı 4)

 Ankara Postanesinin Ä°ÅŸgali:

1906 yılının ilk yarısında Ankara’da meydana gelen bir baÅŸka isyanda ise Postane binasına gelen isyancılar saraya, halkın valinin davranışlarından hoÅŸnut olmadığını bildiren telgraflar çekerler. Bunun üzerine vali görevden alınır. Taleplerini saraya kabul ettirmelerine raÄŸmen bu isyanda kısa süreli bir iÅŸgalin olup olmadığı tartışmalıdır. (Mechveret, No:178, 1 AÄŸustos 1906, s.8./…s.19)

 Gelecek yazımızda yine, günlerce direniÅŸçilerin denetiminde kalan Postaneleri ve o kentlerdeki durumu ele almaya devam edeceÄŸiz.

 

Dostlukla.

(1) Naletleme. Nazım Hikmet. (2) Anlatmaya çalıştığımız olaylar, belirtilen kaynaklardan kimisinde daha detaylı, kimisinde daha kısa, bazen de yanlı ve abartılı olması nedeniyle ortak bir dil bütünlüÄŸüyle eylemin özünü doÄŸru aktarabilmek adına özetlenmiÅŸtir. Bu belgelerin çoÄŸunu bir arada görmek isteyenler bizim de yararlandığımız ana kaynak olan ÅŸu esere bakabilirler. H. Zafer Kars. “Belgelerle 1908 Devrimi Öncesinde Anadolu”. Kaynak Yayınları 37. Kasım 1984. (3) Bazı kaynaklarda isyanın 1906 yılının Mart ayında gerçekleÅŸtiÄŸi yazılmış olsa da bu karışıklığın Rumi Takvimin, Miladi Takvime çevrilme hatasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

 

Bu Haber 3289 defa okunmuÅŸtur.
ERDOĞAN GÜMÜŞ YAZDI: PTT PUL
BİR TELGRAFIN DÜŞÜNDÜRDÜKL
HAYALÄ° CÄ°HAN DEÄžER
BALKANLARDA BÄ°R AÅžK HÄ°KAYESÄ°
1990´LI YILLARDA BATMAN&ac
ADANA, ÇEKİL ARADAN
NUTUK´TA TELGRAF VE TELGRAFÇIL
TEKNOLOJİ TARİHİNDEN EN ÖNEM
POSTA VE TELEKOMÃœNÄ°KASYONDA Ä°
ANTALYA TELGRAFHANESÄ° GERÇEÄžÄ
NOSTALJİ; PTT SPOR KULÜBÜ
PTT TARÄ°HÄ°NÄ°N Ä°LK BÃœYÃœK YO
KUTLUCA (KUŞÇALI) TELGRAFHANES
POSTANE Ä°ÅžGALLERÄ° III
POSTANE Ä°ÅžGALLERÄ° (2)
POSTANE Ä°ÅžGALLERÄ° (I)
FOTOÄžRAFLARLA NOSTALJÄ°
İZMİR TELEFON ŞİRKETİNİN D
İZ BIRAKAN PTT’CİLER 4: ORH
PTT-TELEKOM TARÄ°HÄ°NDEN FOTOÄžR
BU KATEGORÄ°DEKÄ° DÄ°ÄžER HABERLER
 
  Copyright © 2006-2011 Telekomcular Dernegi
Web sitesinde yer alan yazi,resim ve materyaller izinsiz kullanilamaz,kopyalanamaz!