Deprecated: mysql_connect(): The mysql extension is deprecated and will be removed in the future: use mysqli or PDO instead in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/ayarlar.php on line 7

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/ayarlar.php on line 24

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/haberdetayi.php on line 24

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/haberdetayi.php on line 27
ŞİİR TADINDA ESKİ DATÇA | Telekomcular Derneği
 
 
ŞİİR TADINDA ESKİ DATÇAŞİİR TADINDA ESKİ DATÇA

Tarih: 2017-06-06

Derneğimiz Denetim Kurulu Üyesi Erdoğan GÜMÜŞ'ün 28 Mayıs 2017 tarihli Hürriyet Gazetesi Seyahat ekinde ve internet sayfasında yayınlanan "Şiir Tadında Eski DATÇA" başlıklı yazısını bilginize sunuyoruz..

Baharın en güzel dönemini yaşadığımız günlerdeyiz.  Papatyaların genç kızların saçlarına taç yapıldığı, rengarenk çiçeklerin Datça yollarını süslediği bir mevsimde, Karia Yolu’nda iki günlük doğa yürüyüşünün ardından Eski Datça’ya uğruyoruz.

Datça’ya üç kilometre mesafede. Henüz sokaklarına girmeden bile muhteşem bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz. Taş evler, usta ellerden çıkan işçilikleri ve değişik mimarisiyle hayran bırakıyor kendisini seyredenleri. Ahşap kapılar sıcak ve samimi görünümleriyle davet eder gibi duruyor karşınızda. Esasen neredeyse tüm evler yıkılıp restore edilmiş. Taş işçiliği, orijinaline sadık restore edilen evler, içine çekiyor bizleri. Taş döşeli yollarıyla dar sokaklar, bahçe duvarlarını süsleyen çiçekler, mor, pembe, beyaz, sarı fuşya rengi begonviller arasında dolaşmak ruhunuzu dinlendiriyor. Değil birkaç saat sokaklarında dolaşmak, “Ömrümün geri kalanını burada mı geçirsem.” hissine kapılıyorsunuz bir an.

Hediyelik eşya satan butik dükkanların vitrinleri ve taş duvarları rengarenk ürünlerle donatılmış. Eski Datça’nın adeta ruhunu yansıtan, yöreye özgü çimdik oyaları ve ipek dokumalar harika görünüyorlar “Al beni” dercesine… Ara sokaklarda küçük sanat atölyeleri dikkatimizi çeken bir başka detay.

Rüya gibi bir atmosfer içinde dolaşırken Datça sevdalısı ünlü şairimiz Can Yücel’in adının verildiği sokağa yöneliyoruz. Son yıllarda, Can Yücel’le de özdeşleşmiş artık eski Datça… Bütün sokaklar gibi dar ve taş döşeli sokağa girer girmez şairin şu sözleri  karşılıyor sizi;

En uzak mesafe ne Afrika’dır,

Ne Çin,

Ne Hindistan, Ne Seyyareler,

Ne yıldızlar geceleri ışıldayan…

En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan…

“Evet Üstat seni anlamayanlar da anlamak için buralara gelmeli bazen.” diye seslenmek istiyorsunuz içinizden.  

Can Yücel’in yaşadığı evin önündeyiz, ahşap eski bir kapı, üzerinde şairin fotoğrafı ve sözleri bulunuyor. Kapıda bir de tabela var buranın müze olmadığı ve içinde yaşayanların bulunduğuna dair, “Lütfen anlayışla karşılayınız.” sözleriyle biten ve Can Yücel’i anlatan bir metin.

Ve şairin sorulu cevaplı sözleri:  

Ne harika yer burası!

Nereden buldun bu Datça’yı?  “Elimle koymuş gibi buldum” (Can Yücel)

Ev sakinlerini daha fazla rahatsız etmemek kaydıyla fotoğraflarımızı art arda çekiyoruz… Bu anı kalıcı kılmak ve  Can Yücel anısına hürmeten...

Ee, artık bir yorgunluk kahvesi içme zamanı diyerek, sağlığında Can Yücel’in de sıkça oturduğu, halkla sohbet ettiği meşhur köy kahvesine uğramayı da ihmal etmiyoruz. Kahve köyün hemen girişinde ve bahçesindeki dut ağacının gölgesi tam da serinleyecek, yorgunluk atılacak bir mekân.  Burada yine usta Şair’in bir sürprizi karşılıyor bizi; kahvenin bir köşesinde sergilenen büstü ve altında camekân içinde “Can Baba’nın yarım kalan şarabı” yazısı ve yanı başında yarısı dolu şarap şişesi… Kahvede şarap değilse de demli bir çayla demlenirken üstadın şu sözleri aklıma geliyor bir anda;

“Kan yasası bu insanın,

Üzümden şarap yapacaksın,

Çakmak taşından ateş ve, 

Öpücüklerden insan!”

Doyumsuz bir günün ardından gün batımı yaklaştığında ayrılma vakti de gelmişti. Ayrılırken de yine şairin:

Vakti gelince,

Gitmenin adıdır gün batımı

Ömürden,

Gönülden,

Günden.

dizleriyle şiir tadında Eski Datça’yı arkamızda bırakıyoruz;  kim bilir belki bir gün, Üstat gibi “Bir ömür mekânımızı Datça yapmak” için dönmek üzere…

Neden olmasın! 

Erdoğan Gümüş

01.05.2017 /Datça

Bu yazı 28 Mayıs 2017 tarihli Hürriyet Gazetesi Seyahat ekinde ve internet sayfasında yayınlanmıştır.

 

 



           

           
Bu Haber 2264 defa okunmuştur.
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE´
ERDOĞAN GÜMÜŞ CUMALIKIZIK ´
e-SIM İLE YÜKSEK GÜVENLİK
TÜRK TELEKOM´DAN eSİM A
BATUHAN YILMAZ´IN BABASI VEFAT
BUGÜN 10 KASIM
HALKA ARZDAN BUGÜNE EN YÜKSEK
BEŞİR´LERİN ANNESİ VEFAT ET
TÜRK TELEKOM SARAN GRUP İŞBİ
ABDULLAH TEKBUDAK´IN ANNESİ VE
TURPEX
ZAFER TEKBUDAK´I TEBRİK ZİYAR
ARAŞTIRMACILARLA İLGİLİ KANU
ZAFER TEKBUDAK EGO GENEL MÜDÜR
PTT HİKAYE ŞİİR KOMPOZİSYON
SİBER GÜVENLİK KAMPI
SOKAĞA ÇIKMA YAŞAĞI BAŞLADI
KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN.
19 MAYIS KUTLU OLSUN.
5G CORONA´YI TETİKLEYİCİ UNS
BU KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
 
  Copyright © 2006-2011 Telekomcular Dernegi
Web sitesinde yer alan yazi,resim ve materyaller izinsiz kullanilamaz,kopyalanamaz!