Biraz önce tadına doyamadığınız masmavi gökyüzünün rengi, bu defa kızıla bürünmüş, bir sevdanın ateşi gibi sarar olmuştur bedeninizi. Yakar ama can verir bedeninize ve ruhunuza...
İşte güneşin mavi sularda kayboluşuna tanık olmak böyle bir şeydir İznik Gölü’nün kenarında..
Hep bir hayaldir ya! Birçoğumuz zaman zaman söylenir dururuz, “Emekli olunca sahil kasabalarından birine yerleşeceğim.” diye...
Denize açılmak, balık tutmak, sahilde dolaşmak, yürümek, sokaklarında hep tanıdık simalara rastlamak, tanıdık olsun ya da olmasın herkesle selamlaşabilmek...
Sahil bahçelerinde oturmak, mavi suların doyumsuz lezzetini; demlenmiş bir çayın tadında, soğuk bir biranın köpüğünde ya da rakı ile balığın arkadaşlığında yaşamak. Küçük ama şirin yerlerin hikayesidir bu... Ve biz böylesi hayallerle yaşar gideriz ya da yaşlanır gideriz.
Yazının Tamamı İçin TIKLAYINIZ