EMİNE YAZICI ALTINTAŞ
Bilişim çağındayız. Hayatın her alanında kullandığımız, hızla gelişen internet ile kendimize dijital bir dünya yaratmış bulunuyoruz.
Sosyal ağlar, günlük yaşantımızda her alanda bize yardımcı oluyor. Bununla birlikte bireylerin bağımlılıkları gün geçtikçe ivmelenerek artıyor.
İnternet, çok eğlenceli olması yanında, bir o kadar da tehlike ile dolu. Mobil cihazlar ve internet; eğlenme, öğrenme ve interaktivite için yeni fırsatlar sunarken kişisel güvenlik için de tehdit oluşturuyor.
İnternet kullanımıyla beraber siber suçlar, siber zorbalık gibi kavramlar da hayatımızda yerini almış bulunuyor.
Bu makalenin amacı özellikle çocuklara ve ergenlik çağındaki gençlere tehdit oluşturan siber zorbalığı anlatmak.
Geleneksel zorbalığın tanımı ile başlayalım.
Zorbalık; başka bir bireyin üzerinde güç elde etmek, onuruna, emniyetine, huzuruna, kariyerine zarar vermek, yaralamak, aşağılamak ve yok etmeye çalışmak olarak tanımlayabiliriz. Bunları yapan kişiye de zorba deriz.
Zorbalar; mağdurun üzerinde sistematik olarak küçümseme, utandırma, korkutma gibi negatif yollarla ifade edilebilecek eylemlerde bulunur. Yani fiziksel, sözsel, psikolojik ve görsel saldırılarda bulunur. Zorbalık gören mağdur; depresyona girer, huzursuz ve özgüvensiz hisseder. Bu da duygusal bağlamda sağlıksız bir durumun ortaya çıkması demektir.
Örnek mi… İş hayatındaki bazı yöneticiler zorbalık davranışını seçerek kariyer merdivenlerini bu şekilde çıkmaya çalışır.
Konumuz olan siber zorbalığa (cyberbullying) gelirsek… Bu da bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak sanal dünyada karşı tarafa zarar vermek amaçlı davranış içinde bulunmak oluyor.
Bu tür davranışlara maruz kalan insan profiline bakıldığında; her kesimden insan olmasına rağmen, çoğunluğun okul çağındaki çocuk ve ergenlik çağındaki gençler olduğu görülüyor.
Siber zorbalık; kişisel bilgilerin paylaşıldığı veya sohbet odalarının bulunduğu sosyal medya ağları (facebook, snapchat, instagram, twitter vb.), e-posta, mesajlar, çevrim içi oyunlar aracılığı ile bir bireye veya gruba karşı yapılıyor.
Sahte hesaplarla kişisel bilgiler ele geçiriliyor. Bunlar yine sosyal medyada kullanılıyor. Paylaşımıyla, mağdur tehdit edilmeye başlanıyor.
Bu, siber tehdit ve siber taciz tanımlarını da beraberinde getiriyor.
Yetişkin birisinin bir çocuğa zorbalık yapması durumu ise aynı zamanda siber taciz olarak adlandırılabilir.
Yapılan araştırmalar siber zorbalığın en yaygın yapılış biçimleri olarak sosyal medya üzerinden alay etmek, mahcup etmek, gizlice takip etmek gösteriliyor. Kişisel ve fiziksel hedefler dışında siyasi görüşlerin de hedef alındığı görülüyor.
Bu tür davranışların sergilenmesinde internetin anonim olarak kullanılmasının yardımcı olduğu da bir gerçektir.
Peki siber zorbalık neden yapılır?
Çocukların istedikleri zaman ulaşabildikleri teknolojik altyapıya sahip olduklarında eğlenmek amaçlı veya sıkıldıklarında, intikam almak duygusu veya kızgınlık gibi nedenlerden ötürü yapılıyor.
Siber zorbalık ve siber taciz gibi kavramlar birbirlerine yakın kavramlar olup bu kavramların arasındaki nüans, mağdur veya failin yaşıdır.
Zorbalık, doğrudan hakaret veya bedensel zarar vermek veya ölüm ile tehdit etmek, bir kez, aynı veya farklı yollarla tekrar veya daha sonra üçüncü tarafların da katılımı ile yapılıyor.
Tehditler ise; tekrarlanan e-mail veya mesajlar, kişi ile ilgili sosyal medya ağlarını takip etmek, sahte profiller ve sahte web sayfaları oluşturmak, üçüncü şahısların da taciz yapmaları konusunda provoke edecek durumlar yaratmak, kişinin hesaplarına girmek ve kişisel ilgilerini sosyal medya üzerinden yayımlamak, kişi hakkında kötü yorumlar yapmak ve yapılmasına teşvik etmek, kişi gibi davranarak başkalarına saldırmak olarak sıralanabilir.
Mağdur ile ne kadar çok iletişim kurulursa üçüncü tarafların katılımının sağlanması da o kadar kolaylaşıyor. Bu durumda zorbalık ve tacizlerin hukuksal alana girmesi olası hale geliyor.
Siber zorbalığa maruz kalan mağdurlarda, depresyon, kendine saygının azalması, korku, üzüntü, gerginlik, kızgınlık, öfke patlamaları gibi sorunlar oluşabiliyor. Sorunların ortaya çıkmasının ardından, önlemlerin zamanında alınmamasının daha büyük sorunlara sebebiyet verdiği bir gerçektir.
Peki; bu durumların sonlanması için neler yapmak gerekir? Öncelikle çocukları bilgilendirerek ve bu konuya dikkatlerini çekerek başlamak gerekir. Bu noktada ailelerin ve okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin sorumluluğu çok fazladır.
Bu konuda sanal dünyada sanal kişilerle konuşmamaları söylenebilir. Okullarda belirli aralıklarda seminerler düzenlenebilir veya profesyonel destekler alınabilir.
Aileler, çocuklarının internet kullanımında daha dikkatli olmalıdırlar. Takip ve sınırlandırma getirebilirler, filtrelemelerden yararlanabilirler.
Aileler, çocuklar ile ilgili bilgileri ve görselleri sosyal medyada paylaşmaktan kaçınmalıdırlar.
Çocuklarına sağladıkları bu imkandan nasıl yararlanmaları gerektiği başlangıçta öğretilmeli. Sadece en iyi cihazı alarak çocuklar kendi hallerine bırakılmamalı. Ne için ve nasıl kullanmaları gerektiği anlatılmalıdır. Teknolojik araç gereçleri satın alırlarken çocuklarının gelişim düzeylerine ve amaçlarına uygun olanları tercih etmeliler.
Sanal zorbalık içeren yazıların, e-postaların, görsel ve videoların kanıt olabileceği için saklanmasının önemi çocuklara anlatılmalıdır.
Siber zorbalığın Türk Ceza Kanununda suç olduğu söylenmelidir.
En önemlisi, teknolojik cihazların kullanımında ebeveynler çocuklarına rol model olmalıdırlar.
EMİNE YAZICI ALTINTAŞ
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
Haberleşme Genel Müdürlüğü
Daire Başkanı
|