İSTANBUL'UN FETHİNİN 560. YILDÖNÜMÜ...
KUTLU OLSUN...
Fazlı KÖKSAL
İstanbul'da, Ankara'da ağaç katliamı yapılırken buna sessiz kalan bizlerin "Yaş ağacı kesenin boynunu keserim" diyen Fatih'i saygı ile anmaları garip bir ironi...
Prof. Süheyl Ünver, İstanbul Risaleleri isimli eserinde Fatih ile ilgili şöyle bir olay nakleder;
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinden sonra kenti gezerken, bir zindanda yaşlı bir adama rastlar. Neden hapsedildiğini sorar. Adam, gelecekten haber veren bir kâhin olduğunu, kuşatma sırasında İstanbul’un Türklerin eline geçeceğini söyleyince, Bizans imparatorunun gazabına uğradığını ve bu nedenle hapse atıldığını söyler. Bu kez, Fatih kâhine, İstanbul’un Türklerin elinden çıkıp çıkmayacağını sorar. Aldığı cevap şu olur:
"İstanbul, Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak. Lâkin öyle bir zaman gelecek ki, mülk ve arazileriniz satılacak, bu suretle İstanbul Türk'lerin elinden çıkacak."
Fatih, bu sözler üzerine ellerini havaya kaldırarak bilinen şu bedduada bulunur: “İstanbul’da fethettiğim yerleri yabancılara satanlar, Allah’ın gazabına uğrasınlar.”
Yabancılara toprak satışına, kuruluşlarımızın özelleştirme adı altında yabancılara devrine sessiz kalan bizlerin İstanbul'un Fethini kutlaması... Büyük Fatih'e övgüler düzmesi komik değil mi?
O'na lâyık olamadık...
Acaba Arif Nihat ASYA'nın Fetih Marşı'nı anlamını kavrayarak okusak ve ruhuna bir Fatiha göndersek; Fatih Sultan Mehmet bizi affeder mi?
FETİH MARŞI
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle sûrun dişleri sökülecek!
Yürü; hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden
Senin de destanını okuyalım ezberden
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden
Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini!
Göster: kabaran sular nasıl yıkar bendini!
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini!
Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın;
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın
Bu kitaplar Fâtih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır;
Şu mihrab Sinânüddin, şu minâre Sinân'dır;
Haydi, artık uyuyan destanını uyandır!
Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın
Kızım, sen de Fâtihler doğuracak yaştasın!
Delikanlım! işaret aldığın gün atandan!
Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan!
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan!
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın
Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Arif Nihat Asya
|